12 Ocak 2025 tarihinde, yönetimin düzenlediği bir organizasyonla Diyarbakır’a gittik. Öncelikle, bizimle yakından ilgilenen İsmail Can Ocak’a teşekkür ederim.
Sabah saatlerinde Diyarbakır’a indik ve saat 14.00’a kadar şehrin gezebileceğimiz her yerini dolaştık. Güvenlik gerekçesiyle bizi Ankaragücü’nün Diyarbakır’da kaldığı otele götürdüler. Konvoy eşliğinde stadyuma doğru yola çıktık. Atmosferin sert geçeceği buradan da belliydi. Türk polis teşkilatı, yolda ve stadyumda her türlü önlemi almış gibi görünüyordu. Maraton kısmına resmen etten duvar örmüşlerdi. Maçın başlamasına neredeyse 1.5 saat kala stadyumdaydık. Girişte bazı taraftarlar, takım otobüsümüze el kol hareketleri yaparak küfür ettiler. Sanırım basın toplantısında Kemal Hoca’nın “Her stadyumda olan olaylar” dediği şeyler bunlar. Neyse, o konuya da değineceğim.
Stadyuma basın olarak girerken bazı eksikliklerle karşılaştık. Diyarbakır TSYD yetkilisi gelerek bir kısmını çözüme kavuşturdu. Basın tarafına geçtiğimizde telefonlarımızı şarj etmek istedik. Ne kadar priz varsa dolaştık, ancak hiçbiri çalışmıyordu. Yetkiliye sorduğumuzda çalışmadığını söyledi. Biz de TRT’nin kameralarında kullandığı elektrik trafosuna telefonlarımızı şarj için taktık. Stadyumun elektriği çalışmadığından Wi-Fi’nin de olmadığını belirttiler. Kendi imkânlarımızla bir şeyler yapmaya çalıştık. Hatta su içmek istedik, kantini sorduk. Üçüncü katta kantin olduğunu söylediler. Asansörle indiğimizde kapıların kilitli olduğunu, açılmayacağını söylediler. Geri yukarıya çıktık, durumu anlattık, bizi bu kez ikinci kata gönderdiler. İkinci katta ise taraftarların olduğunu gördük. Maç başlamadan ve bitene kadar ne su getirenimiz oldu ne de yardımcı olanımız.
Stadyuma girene kadar her şey çok güzeldi, ancak bunların yaşanması hiç de hoş olmadı. Amedspor’un resmi hesabı yazmamış, buradan yazıyorum. Okursanız ya da Diyarbakır TSYD il temsilcinize sorarsanız durumun ne olduğunu size anlatır.
Maça geldiğimizde futbolu ve yaşananları aslında hepimiz izledik. Konu hakkında çok bir şey demek istemiyorum. Ancak Diyarbakır’a yapılan bu stadyumun daha iyi birileri tarafından incelenmesi, gerekli işlemlerin yapılması gerekiyor. Yeni yapılan stadyumda ve tek bir takım oynamasına rağmen saha zemini ile elektrik ve internet sıkıntılarının yaşanması kabul edilemez.
Maç sırasında yayına yansımayan olaylar da oldu. Sağ köşeden, sol köşeden, maraton kısmından, locaların altından, stadyumun her yerinden sahaya su şişeleri ve yabancı maddeler atıldı. Çekebildiğim videoları aşağıya koyacağım zaten. Polisle kavga edildi, sayısız torpil atıldı, VIP kısmında meşale yakıldı. Bunların hepsini videolarda göreceksiniz. Takdiri size bırakıyorum.
Son dakika golü yedik, sinirliyiz kabul ediyorum. Kemal Hoca da sinirli olabilir, ona bir şey demeyeceğim. Ancak çıkıp Ankara’dan 10’un üzerinde basın mensubu olarak Diyarbakır’a gelmişiz. Maçla ilgili yorumları yapıp basın toplantısını bitirmek istedi. Bizim yoğun isteklerimize karşı soru almayarak resmen “Her stadyumda olan şeyler” diyerek hiçbir şey demeden basın toplantısından çıktı.
Maç sonrası yemeğe gittiğimizde Faruk Koca ile karşılaştık. Yemekte o malum “Özür dileme” muhabbeti soruldu. Faruk Koca, orada bulunan basına ya da başka birine, bunun hayal ürünü bir haber olduğunu söyledi. Bu ziyaretin Amedspor Kulübü’ne yapılmadığını, işleri gereği yapılan bir toplantı olduğunu belirtti. 19 Mayıs Stadyumu’nda yaşanan olayda dayak yiyen yöneticinin de orada olduğunu söyledi. Faruk Koca, dayak yiyen yöneticiye o güne ait olan fotoğrafı gösterdiğini, hatta telefonuna gönderdiğini belirtti. Telefonunda dayak yemiş hâlini gösterdi. Mahcup olduğunu söyleyen Faruk Koca, üzüntü duyduğunu ifade etti. Hatta şunu da bizzat ekledi: “Hem kulüp başkanı ben değilim. Nasıl camia adına özür dileyebilirim?”
Sonuca gelecek olursak,
Twitter’da yazdığım gibi; sanatçı, influencer bozuntuları ve medya ekibi daha önce kardeş Bursaspor aynı şeyleri yaptığında eleştirilerinizi esirgememiştiniz. Şimdi neden sus pus oldunuz?
Ankaragücü, Ankara’da bu yaşadıklarını bir başkasına yaşatacak olsa, üzerimize akbabalar gibi üşüşeceğinizi biliyoruz. Bizi yerden yere vuracak, terörist yaftası yapıştıracaksınız. Ancak asıl teröristler, ülkenin ulusal marşını ıslıklayanlar değil midir?
Son Söz:
Bu olaylar yaşanırken 3 maymunu oynamayı tercih edenlere şunu hatırlatıyorum: O gün geldiğinde, Ankaragücü benzer bir şey yaptığında size bu günü hatırlatacağım. Ne demişler? Söz uçar, yazı kalır.
Selametle!
Siteye video atılmadığı için fotoğrafları aşağıya bırakıyorum; Videolar Twitter hesabımızda mevcut