Ankaragücü’müz, TFF 2. Lig Beyaz Grup’taki ilk karşılaşmasında Erzincanspor ile sahaya çıktı. Ancak maçtan çok, yaşadıklarımız ve gözlemlediklerimiz üzerinde yazmak istiyorum.
Maç öncesi ambiyans bana oldukça düşük geldi. Kendi adıma stada girişte sorun yaşamadım fakat çevremde birçok taraftarın sıkıntı çektiğine şahit oldum. Çıktı ya da PDF biletle gelenler, turnikelerde hata alıp ikinci denemelerinde “çift giriş” uyarısıyla maça giremediler. Bu, taraftarın heyecanını törpüleyen ciddi bir problem. Konuyu stadyumda izleyen yöneticilerle paylaştım, çözüm için çalışacaklarını söylediler.
Stada adımımı attığımda, tribünlerden Tolga Duman’ın hazırladığı o yeni beste yükseldi. Sözleriyle, ritmiyle tribünleri adeta ayağa kaldıran bu eser, ilk dakikadan itibaren herkesi atmosferin içine çekti. Ardından Ankaragüçlü çocukların sahaya çıkıp üçlü çekmesi ve seremoniye katılması. İşte o an, bu kulübün yalnızca bugünü değil, geleceği için de umutlandım. Çünkü o çocukların gözlerindeki ışık, Ankaragücü’nün yarınlarını aydınlatacak güçteydi.
Devre arasında sahne alan sanat kulübü ekibinin folklor gösterisi ise stat atmosferine bambaşka bir renk kattı.Taraftarın alkışlarıyla birleşen o coşku, Ankaragücü’nün sadece bir spor kulübü değil; bu şehrin kültürünü, ruhunu ve geleneklerini de yaşattığının en güzel kanıtıydı. Emeği geçenlere buradan da teşekkürlerimi iletiyorum.
Futbol açısından fazla detaya girmek istemiyorum. Yalnızca şunu söylemeliyim ki; ileri hattımızda ve oyun kurucu bölgemizde ciddi bir eksiklik göze çarpıyordu.
Protokol tribünündeki kalabalık, camiamız adına sevindiriciydi. Ankara Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, TFF yetkilileri, eski yöneticilerden Cengiz Gökay, onursal başkan Mehmet Yiğiner, milletvekilleri Yüksel Arslan, Aylin Nazlıaka, Fatih Koca, Ahmet Fethan Baykoç tribündeydi. Partiler üstü bir sahiplenme görmek, Ankaragücü için umut verici bir tabloydu. Yeni başkan Gazi Ercüment Tekin de ilk maçında protokoldeki yerini alarak, taraftara “buradayım” mesajı verdi. Partiler üstü bir sahiplenme görmek, Ankaragücü için umut verici.
Maçta yaşanan hakem hataları ve yayın problemleri herkesin malumu. Ama en önemlisi, Ankaragücü’nün son gün sponsorluk anlaşmasıyla sahaya çıkması ve daha güçlü sponsorların da sırada olması. Bu kulübün yaşaması için yalnızca yöneticilerin değil, Ankara’nın önde gelen firmalarının da elini taşın altına koyması gerekiyor.
Buradan Limak, Nurol, Akfen, Türkerler, Özaltın, Petlas, Erkunt, Koluman, Beypazarı Soda, Nuh Makarna gibi büyük Ankara markalarına sesleniyorum: Ankaragücü, bu şehrin en önemli değerlerinden biridir. Gelin, hep birlikte sahip çıkalım.
Ayrıca TFF ile yeniden bir görüşme yapılmalı ve yeni yönetimin bağımsızlığı net şekilde vurgulanmalı. Geçmişten kalan gölgelerden tamamen kurtulduğumuzu hatırlatmak da faydalı olacaktır.
Köşe yazısının raconuymuş son söz olarakta;
Ankaragücü, Ankara’nın en güçlü marka değerlerinden biri. Yeni başkanıyla birlikte yepyeni bir sayfa açıyor. Bu sayfanın başarıyla dolması için yöneticilerin, sponsorların, siyasilerin ve en önemlisi taraftarın bu kulübü yaşatması gerekmektedir.
Çünkü bu şehir bizim, bu takım hepimizin.
