Bir Sevda, Bir Hayat, Bir Yürek bu üç kelimeyi duyduğumuzda kalbimiz biraz daha hızlı atar. Çünkü Ankaragücü, sadece bir futbol takımı değildir. O, Ankara’nın en soğuk kışında bile içimizi ısıtan, en zorlu günlerde bile yüreğimizde sönmeyen bir ateştir. Bu kulüp, omuz omuza yürüyen Harbiyeli gençlerin, fabrikalarda alın teri döken emekçilerin, gecesini gündüzüne katan Ankara insanının gururu, yaşam biçimidir.
Her taşında, her karış toprağında ayrı bir hikaye yatar. Her taraftarı, her bağrında büyüyen çocuk, her tezahüratında kalbinde taşıdığı büyük bir sevda saklıdır. Ankaragücü’nün öyküsü, sıradan bir başarı hikayesi değil; bir milletin, bir şehrin, bir ümidi yaşatma mücadelesidir.
Bugün ise, bu büyük sevda yara aldı. Üçüncü lige düşmenin acısı henüz taze, ekonomik sıkıntılar omuzlarımızı iyice eğdi. Bu düşüş sadece bir sportif başarısızlık değil, bir camianın, bir ailenin yaşadığı ağır bir sarsıntıdır. Tribünlerde eskisi gibi coşkuyla bağıranların sayısı azaldı belki ama bilin ki o yüreklerdeki sevda hiç sönmedi, sönmeyecek. Çünkü Ankaragücü, sadece bir futbol takımı değil; tarihimizin, kültürümüzün, birleştirici gücümüzün sembolüdür.
Sevgili Ankaragücü taraftarı… Biliyorum, bazen gece yalnız başına gözlerin doldu, bazen için acıyla burkuldu. İçinden “Yeter artık” dediğin anlar oldu. Ama bil ki, bu kulüp için yapabileceklerin henüz bitmedi. Senin sesin, senin varlığın, senin inancın bu camianın en büyük gücüdür. O inançla çık sahaya, o sevdayla coştur tribünleri, çünkü sen olmadan Ankaragücü eksik kalır. Sen, bu kulübün kalbisin.
Ve şimdi Ankara’nın milletvekilleri, belediye başkanları, iş insanları; bu kulüp sadece taraftarın değil, hepimizin. Bu sevda Ankara’nın kalbinde atıyor. Ankaragücü yoksa, Ankara’nın bir parçası, o eşsiz ruhu eksilir. Kulübümüzü yaşatmak, onu ayakta tutmak için elinizi taşın altına koymanızı, desteğinizi esirgememenizi istiyoruz. Çünkü bu sevda, sahip çıkılırsa sonsuza dek yaşar.
Bu kulüp, Harbiyeli gençlerin azmiyle, işçi emekçilerin alın teriyle, Ankara’nın cumhuriyetçi ruhuyla kuruldu. Onlar, zorluklar karşısında yılmadı; bizler de yılmamalıyız. Bugün omuzlarımızda ağır bir yük olabilir ama unutmayalım ki en güçlü anlar, en zor günlerde yaşanır.
Bugün birlik olma zamanı. Ankaragücü için, bu şehri saran sevda için; geçmişimizi onurlandırmak ve geleceğimizi birlikte inşa etmek için…
Gözlerinizi kapatın ve ilk kez stadın o büyülü atmosferinde, ailenizle, dostlarınızla attığınız o coşkulu tezahüratları hatırlayın. O ilk maç heyecanını, o ilk defa sarıldığınız sarı-lacivert formayı, o heyecanı ve gururu… İşte o an, Ankaragücü’ne neden bu kadar bağlı olduğumuzu, neden asla vazgeçemediğimizi anlatıyor.
Şimdi o sevdayı yeniden büyütme zamanı. Gözyaşlarımızı, umutlarımızı, dualarımızı birleştirelim. Omuz omuza verelim. Çünkü unutmayalım, başka Ankaragücü yok.
Gel, bu sevdayı birlikte yaşatalım, birlikte büyütelim. Geleceğe umutla bakalım. Çünkü biz birlikte güçlüyüz.
Ankaragücü’ne sahip çıkmak, sadece bir futbol kulübünü yaşatmak değil; Ankara’nın tarihine, kültürüne ve en önemlisi insanına sahip çıkmaktır. Çünkü bu kulüp, bir şehrin kalbinde atan yürek, milyonların ortak sevda bayrağıdır.
O bayrağı asla indirmeyeceğiz.